Dünya’da havayı, suyu ve toprağı kirletmeksizin, erozyonu, toprağın tuzlulaşmasını, diğer hastalık ve zararlıların etkisini en aza indirecek tarımsal tekniklerin geliştirilmesine her geçen gün duyulan ihtiyaç artmaktadır. Bu ihtiyacı karşılayacak, doğaya dost üretim metodu “Organik Tarım” olarak nitelendiriliyor. Organik tarım, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen ve üretimde kimyasal girdi kullanılmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimi.
Öncelik sağlıklı ürün tüketimi
Organik tarımda ürün yetiştirilmesi, toplanması, hasat, kesim, işleme, tasnif, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taşıma ile ürünün tüketiciye ulaşmasına kadar olan diğer tüm işlemlerde, kimyasal madde veya tarım ilacı kullanılmıyor. Çiftçiler ve aileleri tarım ilaçlarına daha sık maruz kaldıkları için, Organik tarım, öncelikle çiftçi ve ailesinin genel olarak toplumun sağlığını korur ve iyileştirir. Organik tarım yaygınlaştıkça, tedavisi çok pahalı olan hastalıklara yakalanma oranları da azalacak ve ekonomi de dolaylı yoldan olumlu etkilenecektir.
Ürün etiket ve logolara dikkat edilmeli
Organik ürün satan mağaza ve marketlerde Etiket bilgileri ve logosu bulunan ambalajlanmış olarak, belirlenmiş yerde ve zamanda açılan özel düzenleme yapılmış denetleme yapılan Organik pazarlarda bulabiliriz. Organik ürünlerdeki, Organik Tarım Logosu insan ve çevre sağlığını koruyan üretim tekniklerin kullanıldığının garantisi. “% 100 Doğal, Hormonsuz, Hakiki, Köy ürünü, Saf, gibi tanımlanan ürünler Organik Ürün değil. Tüketiciye ürün hakkında hiçbir garanti vermez. Organik ürünlerin etiketi ve logosu, reklam ve tanıtımı; sahte, yanıltıcı olamaz ve tüketiciyi yanıltacak yazı, resim, şekil ve benzerlerini içeremez. Bu nedenle Organik ürün alırken mutlaka ürünlerin etiketi ve logosuna dikkat etmeliyiz.
Farklı yöntemler bulunuyor
Farklı organik tarım yöntemleri, hem üreticilerin hem de tüketicilerin sağlığına ve çevrenin korunmasına fayda sağlar. Organik tarım türleri ise organik bağcılık, organik tahılcılık, organik hayvancılık ve organik meyve sebzecilik diye farklı türlere ayrılır. Organik tarım ilkeleri 4 farklı türe ayrılıyor. Bu ilkelerin her biri organik tarımın en sağlıklı ve doğru şekilde gerçekleşmesi için büyük önem taşıyor.
İlkeli yaklaşımlar var
Sağlık ilkesi: Bu ilke içerisinde insanların, hayvanların, bitkilerin ve içerisinde yaşadığımız gezegenin sağlığının korunması ve geliştirilmesi gibi dinamikleri içerir. Sağlık sadece hastalık çeşitlerinin olmaması anlamına gelmez aynı zamanda sağlık içerisinde yaşanılan ekosistemin gelecek nesillere en doğru şekilde aktarılması anlamını taşıyor.
Dürüstlük ilkesi: Bu ilke içerisinde yapılan organik tarım çeşidinin yaşanılan tüm çevreye ve hayat formlarına karşı saygı göstermesi, dürüstlüğü ve adaleti olan ilişkiler kurulması gerektiğini savunan bir ilke. Bu ilkeye göre yetiştiricilerden tüketicilere kadar herkesin dürüstlük ilkesine uygun ilişkiler kurması gerekir.
Duyarlılık ilkesi: Bu ilke içerisinde insanın yaşadığı ekosistemin sağlığını ve bu çevrenin iyi gidişatını korumasını temel alan ve sorumluluk içerisinde ilerlemesi gerektiği düşünülen bir düşünce çeşidi.
Ekoloji ilkesi: Bu ilke sayesinde organik tarımın yapıldığı ekolojik sistemle uyum içerisinde olması ve tarımın yapıldığı kültüre, yerel şartlara göre düzenlenmesi demek.
Organik atık kullanımı
Organik atıkları kullanarak toprağın sağlığını iyileştirecek şekilde toprağı işlemeyi ve mahsul yetiştirmeyi amaçlayan ve besin değeri yüksek ürünler üretmeye odaklanan organik tarım için uygulanan farklı teknikler var. Bunlardan bazıları şöyle:
Mahsul rotasyonu: Çiftçilerin her yıl aynı arazide aynı mahsulü yetiştirmediği bir çiftçilik tekniği. Bunun yerine, toprağın sağlığını korumak için dönüşümlü olarak farklı ürünler yetiştirilir.
Yeşil gübre: Özellikle toprak verimliliğini ve yapısını iyileştirmek, toprağın su emme gücünü ve nem oranını artırmak için hâlâ yeşilken toprağa ekilen ürünler.
Kompost: Toprak kalitesini artıran ve mahsul üretimini iyileştiren besinlerle zenginleştirilmiş geri dönüştürülmüş bir organik madde.
Çoklu hasat: Üretimi artırmak için gerekli toprak mikroorganizmalarının üretilmesine yardımcı olan ve çiftçilerin yıl boyunca aynı tarlada birden fazla mahsul yetiştirdiği çiftlik sistemi.
Örtü bitkileri yetiştirmek: Böcek zararlılarını ve yabani otları kontrol etmek, erozyonu önlemek, ayrıca topraktaki besin içeriğini iyileştirmek için faydalı bir uygulama.
Dünden bu güne gelişim süreci
Organik ürünlerin dünya ticareti 1970’li yıllarda başlamıştır. Bununla birlikte 1990’lı yıllarının sonlarına doğru özellikle deli dana, dioksin ve GDO (Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar) gibi konulara karşı duyulan endişe ve tepkilere bağlı olarak organik ürün talebinde çok ciddi artışlar meydana gelmiş ve organik tarım, birçok uluslararası kuruluşun gündemine girmiştir.
Hangi kıtalar daha meyilli?
Türkiye’de toplam tarımsal alan içerisinde organik tarım yapılan alan; 2022 yılı verilerine göre yüzde 1.5 seviyelerinde bir paya sahip bulunmakta. Dünya genelinde 2021 yılı verilerine göre toplam tarım alanının yüzde 1.6’sında organik tarım yapılmaktadır.
Kıtalara göre organik tarım alanlarına bakıldığında ilk sırada 12,1 milyon ha alan ile lider ülke konumundaki Avustralya’nın yer aldığı Okyanusya görülüyor.. Hemen ardından 8,2 milyon ha ile Avrupa geliyor. Avrupa’da 9,6 milyon ha alanda doğadan toplama yapılıyor.






