OTO SENTEZ- CEVAT KIŞLALI- Türkiye otomotiv sektöründe üretim ve ihracat bağlamında önemli ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’nin dış ticaretinde ihracat boyutunda en büyük payı otomotiv alıyor. Türkiye bir taraftan dış ticaret açığını minimum düzeye indirmek isterken bir taraftan da iç üretimi çeşitlendirerek bu sürece pansuman arayışına giriyor. Tam da bu bağlamda ithal otomobillerin tüketicilerce rağbet görmesi ve her yıl önemli bir ağırlıkta satışta lider pozisyonunu koruması hükümetin bazı çözümler üretmesine kapı aralıyor.
Özellikle yerli ve milli çalışmaların devreye alınması, yabancı markalara iç pazarda üretim amaçlı katkı sunulması ve devlet teşviklerinin sağlanması ticari dengeye odaklanıldığının göstergesi. Peki Türkiye bu süreçte tam bir başarı sağlayabildi mi? Elbette önemli adımlar Togg’da olduğu gibi atıldı. Toyota’nın, Renault’un ve Hyundai’nin Türkiye’de üretime soyunmasının sağlanması gayretleri yadsınamaz. Bir dönem Wolksvagen grubu da Türkiye’de üretime soyunmuş ama uzun vadeli planları buna engel olmuştu.
Türkiye’nin otomotiv sektöründe kendi markasını üretmesi önemli olduğu kadar ithal edilen araçların markalarının ülkemizde hem üretim hem de istihdam odaklı yönlendirilebilmesi o derece önemli. Sektörde binlerce aile bu sektörden ekmek yiyor. Türkiye iç hukukunu demokratik seviyelerde geliştirebildiği, uluslararası hukuk ve adaleti sağlayabildiği ölçüde yatırımcılara kapı aralamış olacak. Türkiye’ye gelmeyi düşünen yatırımcı öncelikli olarak ekonomik ve adli güvence arıyor. Bu sağlandığı ölçüde uzun vadeli sermaye akışının önü açılabilir.
Togg’a gelince, Türk mühendisliği açısından önemli bir aşama kat edildi ama bunun katma değer üretebilmesi, uluslararası bilinirliğini artırması noktasında atılması gereken adımlar var. Asya ve Uzakdoğu ülkeleri başta olmak üzere elektrikli araç girişinde önemli bir artış var. Avrupa da elektrikli araçları 2030’lu yıllara kadar çoğaltmayı planlıyor. Fosil yakıtlardan uzaklaşılırken elektrik ve hidrojen kaynaklı otomotiv çalışmaları da hız kazanıyor.
Türkiye bir taraftan elektrikli araçta altyapı teminine dair çalışmalar yaparken Togg’un diğer markalar karşısında da tutunmasının sağlaması gerekiyor. Uluslararası markaların yerli markalara karşı elinin güçlü olduğu bilinen bir gerçek. Togg hususunda da Türkiye iç tüketime değil dış satıma da odaklanmak durumunda. Marka değerinin geliştirilmesi için bu kaçınılmaz.
Türk tüketicilerinin elektrikli araca ilgisinin artmasını sağlamak için sadece fiyat ve vade avantajı değil, güven ve menzil açılımının da sağlanması öncelikli. Bu ne derece başarılır ise Togg da o derece kalıcı olacaktır.
Ülkemizde otomobil müşterisi “memleket ağırlıklı” bir düşünce yapısına sahip. Bayramlarda seyranlarda çol çocuk doluşup, bagajlar doldurulup uzun yola çıkan bir toplum olarak elektrikli araç segmentine bir anda geçişin beklenmemesi gerek. Avrupa’da şehirli otomobil olarak tanıtılıp yaygınlaşan elektrikli araçların ülkemizde yaygınlaşabilmesi için hem menzilinin uzatılması hem de tüketicinin algısının değiştirilmesi gerekiyor.