Nükleer enerji, global eksende ciddi eleştiriler olmasına rağmen, sanayileşmiş ekonomiler tarafından yoğun bir şekilde kullanılıyor. Nükleer enerji ekonomi ve politika gibi konuları doğrudan etkileyen bir konu. Nükleer enerji bir ülkenin ekonomisi için büyük miktarlardaki enerjinin daha az maliyetle elde edilmesi yönüyle önem kazanmış durumda.
30 ülkede 452 tesis var
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına göre, dünyada 30 ülkede 452 adet nükleer enerji santrali bulunuyor. Enerji güvenliği ve iklim değişikliği birçok ülkenin karşılaştığı önemli zorluklar haline gelirken bu gibi kaygılar, nükleer ve yenilenebilir enerjinin önemini, daha geniş enerji kullanımı tartışmasını ön plana getirmiş durumda. Nükleer ve yenilenebilir enerji sadece enerji
güvenliğinde değil, aynı zamanda emisyonların azaltılmasında da önemli bir rol
oynamaktadır.
Neden çok ilgi görüyor?
Zamanın ilerlemesi ile beraber enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, sera
gazların emisyonları ve enerji güvenliği konularındaki endişeleri hafifletmek için, fosil yakıtlara alternatif enerji kaynakları bir çözüm olarak ortaya çıktı. Bu kaynakların arasında nükleer enerji gücü, 1986’daki Çernobil ve 2011’deki son Fukushima kazalarına kadar, çevreye daha faydalı ve dost bir alternatif olarak kabul edilmekteydi. Bu kazalarla birlikte nükleer enerji tüketimi daha fazla eleştirilse de yüksek bakım maliyetleri de olmasına rağmen, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler tarafından halen tercih edildiği görülüyor.
Caydırıcı güç olma isteği
Nükleer silahlar savaş meydanında pek işe yaramasa da, bunlara sahip olan devletlere bir güvenlik duygusu sağlıyor.Rusya’nın taktik nükleer silah stoku, onu Ukrayna karşısında cesaretlendirirken, Batı ülkeleri karşısında güvende hissetmesine neden oldu. Bu da nükleer silahın caydırıcı etkisinin daha büyük olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla ülkelerin nükleer silah üretmesindeki en güçlü motivasyonlardan biri caydırıcılık olabilir.
Nükleer adımlar sıklaştı
Nükleer silah sayısı bakımından başı çeken ülkeler olan ABD ve Rusya’nın nükleer savaş başlıkları ve füze fırlatma sistemlerini yenileme çalışmaları yürüttüğü biliniyor. Bu maksatla hava, deniz ve denizaltı üslerini kapsamlı bir süreçten geçirerek günümüz şartlarına hazırlıyor. Ayrıca son dört yılda nükleer silah yatırımlarının arttığına dikkat çekiliyor.
Hangi ülkeler yatırım yapıyor?
Dünya genelinde nükleer silah yatırımları 2019’da 72,9 milyar, 2020’de 72,6 milyar, 2021’de 82,4 milyar, 2022’de 82,9 milyar dolara ulaştı. Son 4 yılda yatırımların 10 milyar dolar arttığına dikkat çekiliyor. Nükleer silahlara en çok yatırım yapan ABD’yi sırasıyla Çin, Rusya, İngiltere, Fransa, Hindistan, İsrail, Pakistan ve Kuzey Kore takip ediyor.
Nükleer başlık tablosu
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) 2023 raporuna göre, dünyada 12 bin 500 ile 13 bin arası nükleer savaş başlığı bulunuyor. Dünya’da nükleer silahı olan ülkelerin listesi şu şekilde: Rusya 5 bin 899 adet,
ABD 5 bin 244, Çin 410, Fransa 290, İngiltere 225,Pakistan 165, Hindistan 164, İsrail 90 ve Kuzey Kore 50 adete sahip.
İran neden öne çıkarılıyor?
Nükleer silahı bulunmayan ama nükleer gücü olan İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı temel konularda engellerken uranyumu silah sınıfına yakın bir seviyeye zenginleştirmeye devam ediyor. Ancak günümüzde nükleer silah sahibi olan devletlerin, nükleer silah olmayan devletlere karşı daha saldırgan tutum içinde olduğu gözlemleniyor. Son dönemde ABD, İsrail ve İran arasında yaşanan ve tüm ülkeleri derinden etkileyen sıcak çatışmaların temelinde İran’ın bölgede İsrail’e karşı güçsüzleştirilmesi odaklı ilerliyor. Avrupa ülkeleri ile İran arasında nükleer konuların masaya yatırılması hususu dikkati çekerken ABD ve İsrail’in nükleer konumunun da sorgulanması önem taşıyor.
Nükleer silah perdelemesi mi?
Son dönemde yapılan değerlendirmelere göre İsrail dünyadaki altıncı nükleer güç olarak değerlendirilmekte ve cephaneliğinde 100-300 nükleer savaş başlığına sahip. İsrail’in bölgede saldırgan tutumunun İran’ın öne çıkarılarak perdelenmeye çalışıldığına dikkati çeken uluslararası ilişkiler uzmanları Ekonomik Bakış’a yaptıkları açıklamalarda “İsrail’in öncelikli tehdit olarak görülmesi lazım. İran baskı altına alınırken İsrail’in gözden kaçırılması Amerikan oyununun da bir parçası” değerlendirmesinde bulundular.