Küresel yenilenebilir enerji kapasitesindeki büyümenin 2030’a kadar bugünün büyük ekonomilerinin toplam enerji kapasitesine eşit olacağı ve bu kaynakların 2030 itibarıyla dünya elektrik talebinin neredeyse yarısını karşılayabileceği öngörülüyor. Peki Türkiye enerji planlamasında nasıl bir yol haritası izlemeyi düşünüyor?
Türkiye dönüşümün eşiğinde
Ekonomik Bakış Dergisi’nin sektör temsilcilerinden edindiği bilgiye göre; Türkiye’nin 2030 yılına ilişkin mevcut rüzgar ve güneş enerjisi hedeflerini büyük bir farkla aşması öngörülüyor. Bu durum Türkiye’nin temiz enerji dönüşümü ve iklim değişikliğiyle mücadeleyi güçlendirmek için güneş ve rüzgar enerjisinde daha iddialı hedefler koyabileceğinin de kanıtı. Türkiye’nin önemli bir dönüşüm sürecine girmesi de kaçınılmaz.
Yüksek enerjik atılımlar
Küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefiyle uyumlu olması için Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretiminin 2030’a kadar 2022 seviyesine göre 3 ila 4 kat artması gerekirken, bu da söz konusu dönemde güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin sırasıyla 62 ve 27 gigavata yükselmesini gerektiriyor. Türkiye’nin bu kapasite artışını gerçekleştirmesi halinde 2035’e yönelik ulusal hedeflerine 5 yıl erken ulaşabileceği hesaplanıyor.
Planlamalar tutabilir mi?
Küresel iklim hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için ise rüzgar ve güneş enerjisinin Türkiye dahil söz konusu 11 ülkede ise 2030’a kadar mevcut hızından 5 kat, 2035’e kadar 8 kat daha hızlı büyümesi gerekiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın “Enerji Dönüşümü Yenilenebilir Enerji 2035” yol haritası da bu aşamada kaydadeğer. Ulusal Enerji Planı 2035’e kadar rüzgar ve güneş kurulu kapasitesinin 82,5 GW’a ulaşacağını öngörüyor. 2035 rüzgar ve güneş enerjisi kapasite hedefi Türkiye’nin iklim taahhütleri için kritik bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. “
“Dışa bağımlılık mı dendi?”
Eğer Türkiye dışa bağımlılığı azaltmak, iklim kriziyle mücadele etmek ve güvenilir bir kaynaktan elektrik üretmek istiyorsa, aradığı yanıtın adresi nükleer enerji olamaz. Nükleer enerji dışa bağımlı, radyoaktif atık üreten, kaza ve hedef alınma riskiyle ülkenin güvenliğini tehdit eden bir tercih. İklim krizini durdurma konusunda ise hem yavaş hem de yenilenebilir enerji kadar etkili değil.Yenilenebilir enerji kurulu gücünde böylesi bir artış elektrik üretiminde kömürden çıkışın planlanmasını da mümkün kılabilir.
Verimlilik odaklı yaklaşım
Enerji Verimliliği Stratejisi ve Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı doğrultusunda 2030 yılına kadar enerji tüketiminin yüzde 16 azaltılması ve 100 milyon ton emisyon azaltımına katkıda bulunulması planlanıyor. Keza güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, hidroelektrik enerjisi, biyokütle enerjisi ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynakları gelecekte enerji üretiminde önemli rol oynaması beklenen kaynaklar.
Kurulu güç artacak mı?
Türkiye’de güneş enerjisi kurulu gücü Temmuz 2022’deki 9,7 GW değerinden 2024 yılı sonunda iki katına çıkarak 19 GW değerini aştı. 2025 yıl sonu hedefine (18 GW) 2024 yılının Ağustos ayı itibariyle ulaşılması dikkati çekti. Son dört yılda güneş enerji santral kurulumları kesintisiz olarak ivme kazanarak büyümeye devam ediyor.Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modeli çerçevesinde bugüne kadar 3 bin MW güneş enerjisi ve 2 bin 850 MW rüzgâr enerjisi yarışmaları tamamlanırken, bu kapsamdaki santral kurulumları hız kazandı. 2025 yılı sonunda 1000 MW’lık YEKA RES-2’nin ve bu yıl içinde 1000 MW’lık YEKA GES-4’ün devreye girmesi hedefleniyor.
Gücümüze güç katacak mıyız?
2025 yılı Mart ayı sonu itibarıyla kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı; %27,3’ü hidrolik enerji, %20,8’i doğal gaz, %18,6’sı kömür, %11,2’si rüzgâr, %18,5’i güneş, %1,5’i jeotermal ve %2,3’ü ise diğer kaynaklar şeklinde.Lisanssız güneş kurulu gücü bir önceki aya göre artarak 19,529 MW’a ulaşırken, lisanslı güneş kurulu gücü bir önceki aya göre artarak 2,091 MW seviyesine yükseldi. Toplam güneş enerji kurulu gücü de 21,620 MW oldu.Rüzgar enerji kurulu gücü bir önceki aya göre artarak 13,098 MW seviyesine yükseldi.
Jeotermal kurulu gücünde herhangi bir değişiklik olmadı ve 1,734 MW seviyesinde sabit kaldı.
Biyokütle kurulu gücü de 2,116 MW oldu.Toplam yenilenebilir kurulu gücü de 70,789 MW’a yükseldi. Toplam aktif kurulu güçte ilk sırayı yine doğalgaz aldı ve 24,601 MW oldu.