Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Sabancı Üniversitesi’ndeki konuşmasında Türkiye ekonomisi ve küresel ekonomi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ticarette artan korumacılık, yüksek küresel borçluluk, iklim değişikliği gibi unsurların küresel ekonomiye etkilerine değinen Şimşek, küresel ekonomideki düşük büyümenin sebepleri ve etkileri hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Borçluluk oranımız düşük
Şimşek, Türkiye’nin borçluluk oranının düşük olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Dezenflasyon süreciyle birlikte çok daha iyi finansal koşullarla karşı karşıya kalacağız. Yapısal dönüşüm bizim için olmazsa olmaz çünkü para politikasının, mali politikasının sınırları var. Onların belli bir noktaya kadar katkısı var ama kalıcı sonuç elde etmek için yapısal dönüşüm elzemdir. Türkiye küresel entegrasyon üzerinden, yapısal dönüşüm üzerinden, dezenflasyon üzerinden daha verimli, daha rekabetçi bir ekonomiye kavuşacak. Bunun için yapmamız gereken şey OVP’yi (Orta Vadeli Program) kararlılıkla uygulamak, özel sektörün yapması gereken şey bizim aslında söylediklerimizi dikkate almanız. Maalesef 2024’te özel sektörün bizim söylediklerimizi çok dikkate aldığı kanısında değilim ama önümüzdeki sene daha güçlü bir şekilde ortaya çıkacak.”
Vatandaşın sesini duyuyoruz
Türkiye’nin kamu borcunun gelişmekte olan ülkelere göre düşük olduğuna dikkati çeken Şimşek, “Biliyorum vatandaşımızın hayat pahalılığından şikayeti var, sanayicimizin bazı şikayetleri var, merak etmeyin sizleri duyuyoruz, sorunları biliyoruz, ihmal etmiyoruz. Kısa vadede ekonomide geçici bir yavaşlama var ama uzun vadede hiçbir tereddüt yok. Çok basit bir tablo var; 90’lı yıllardan günümüze baktığımızda 1994-2003 arası dönemde ortalama büyüme yüzde 2,8, enflasyon ise yüzde 69. 2004-2013 arası dönemde büyümemiz neredeyse ikiye katlanmış çünkü enflasyon yüzde 8,3 ile tek haneye düşmüş. 2014-2023 döneminde ise enflasyon yükselmiş büyüme yavaşlamış. Dolayısıyla enflasyonla büyüme arasında aslında bir çelişki yok. Biz daha fazla büyümek için çabalıyoruz, bu da ancak fiyat istikrarı ile mümkün.” ifadelerini kullandı.
Orta vadeli plan devrede
Şimşek, istikrar ve reform programı OVP’nin içeriğine ve çalışmalarına ilişkin katılımcıları bilgilendirdi.OVP’nin nihai hedefinin sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı olduğunu belirten Şimşek, bunun için temel eksenlerin fiyat istikrarı, mali disiplin, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşüm olduğunu dile getirdi.Şimşek, “Cari açık milli gelirin yüzde 0,8’ine düştü, büyük ihtimalle yılı 0,7 civarında kapatırız, gelecek sene beklendiği gibi petrol fiyatı düşük kalacaksa ve doğal gazda alıcı esas fiyatı belirleyecekse bizim cari açıktaki iyileşme geçici bir iyileşme değildir. Cari açıktaki iyileşmede tabii altının, enerji fiyatının etkisi var ama OVP’nin de etkisi var.” dedi.
Dezenflasyonun tesirini göreceğiz
Enflasyon beklentileri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Şimşek, “Türkiye’de ciddi bir enflasyon sorunu var, hayat pahalılığı sorunu var ama zaten bu programın en temel hedefi fiyat istikrarını sağlamak. Bunun için para politikası, maliye politikası, yapısal politikalar, gelirler politikası, yönetilen yönlendirilen fiyatlar noktasındaki politikaların hepsi 2025 yılında dezenflasyonu destekleyici olacak. 2024 yılında enflasyon yüksek diyebilirsiniz, doğru ama yılın başında enflasyon yüzde 65 idi. Yılı yüzde 44-45 ile kapatırsak 20 puana yakın düşüş olacak ve bu kötü bir düşüş değil.” diye konuştu.