Karadeniz gazının, Akdeniz’de bugüne kadar yapılmış en büyük doğal gaz keşfi olan Mısır açıklarındaki Zohr sahasının keşfinden sonra, 28 ay gibi bir sürede üretime sokulması sektörde rekor olarak gösteriliyor. OME Petrol ve Gaz Direktörü Dr. Sohbet Karbuz, Sakarya Gaz Sahası’nda keşfedilen ve geçtiğimiz günlerde kullanıma sunulan Karadeniz gazının üretim süreçlerini ve Türkiye’deki farklı sektörler için önemini AA Analiz için kaleme aldı.
Nasıl kısa sürede kullanılabilir hale getirilebildi?
Sakarya Sahası’nın keşfi her şeyden önce “Türkiye’de dişe dokunur petrol ve gaz yoktur.” ön yargısını bertaraf etmiş oldu. 3 tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde belki olanaklarımız el vermediği için yeterince arama yapamamışız, belki de keşif yapabileceğimize inanmamışız. Olanaklarımız el vermemiş olabilir çünkü derin denizlerde sondaj, başarı şansı yüzde 30’dan az olan bir teşebbüse 100 milyon dolar civarında bir paranın riske atılmasını gerektirir. Bu teşebbüs keşifle sonuçlansa bile onun ticari miktarda bir rezerv içerip içermemesi de cabası. Muhtemelen bu risk ve kıstaslar nedeniyle birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’de derin sularda açılan sondajların sayısı son derece yetersiz kalmıştır.
Türkiye’ye getirisi ne olacak?
Türkiye’de tüketilen doğal gazın (GAZBİR verilerine göre 2022 yılında 55 milyar metreküp) tamamına yakını boru hatlarıyla Rusya, Azerbaycan, İran’dan ve sıvılaştırılmış doğal gaz olarak çeşitli kaynaklardan ithal ediyor. Resmi kaynaklara göre bu sahanın 1. fazından günlük 10 milyon metreküp üretim yapılacak olup, 2027 yılından itibaren 2. fazın devreye girmesiyle bu miktar günlük 40 milyon metreküpe, yani yıllık 14 milyar metreküpe çıkacak. Kanadalı Trillion Energy ve TPAO ortaklığında geliştirilen Güney Akçakoca Alt Havzası Sahası’ndaki üretimle birlikte Türkiye’nin toplam doğal gaz üretimi 15 milyar metreküpü geçecek.
Petrol ve doğal gaz rektörüne katkısı ne olacak?
Karadeniz gazının petrol ve doğal gaz sektörüne etkisine çeşitli açılardan bakmak gerekir. Enerji politikası cephesinden bakıldığında, muhtemelen önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin açık denizlerde daha fazla arama-üretim odaklı bir yol izleyebileceğini ifade edebiliriz. Bunun yabancı petrol ve gaz şirketlerini ve Doğu Akdeniz’deki gaz denklemini nasıl etkileyeceği de merak edilen bir konu.Karadeniz gazına uluslararası petrol ve gaz sektörü cephesinden bakıldığında ise devasa bir doğal gaz rezervinin keşfi nedeniyle bölgenin yeniden bir cazibe merkezi haline gelmesi beklenebilir. Dolayısıyla ilerleyen yıllarda özellikle Romanya ve Bulgaristan sularında görülebilecek hareketliliğe şaşırmamak gerekir.