Finansın Geleceği Zirvesi’nde düzenlenen “Bankacılığın Geleceği” panelinde sektörü etkileyen gelişmeler ve atılacak adımlar ele alındı. Panelin moderatörlüğünü Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar üstlenirken, VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten ve Akbank Genel Müdürü Kaan Gür panelist olarak katıldı.
Selektif kredi politikası uygulandı
TBB Yönetim Kurulu Başkanı Çakar, Türkiye’nin 2024 yılına yüksek enflasyon, mütevazi seviyede olan Merkez Bankası rezervleri, cari açık gibi parametrelerde başladığını belirtti. Çakar, 2024 yılı hikayesinin Orta Vadeli Program (OVP) üzerine inşa edildiğini vurguladı. Çakar, OVP’nin fiyat istikrarı, bütçe disiplini, sürdürülebilir cari açık ve yapısal reformlar olmak üzere dört temel unsuru içerdiğini hatırlatarak, “Bankacılık ve finans sektörü olarak politikalarımızı fiyat istikrarı ve finansal istikrar çerçevesinde şekillendirdik. Fiyat istikrarı kapsamında politika faiz oranları yüzde 50 seviyesine çıkarıldı ve bu durum bilançolarımızın hem pasif hem de aktif tarafını etkiliyor. Dezenflasyon sürecini yönetmek için sıkı para politikası uygulanıyor ve bu politika üç temel bileşen üzerine inşa edildi. İlk olarak kaynak yönetimi kapsamında TL mevduatın bilançolar üzerindeki payını artırmaya yönelik politikalar devreye alındı ve KKM’den çıkış stratejisi planlandı. İkincisi, kredi tarafından selektif kredi politikası uygulandı. Üçüncüsü ise likidite yönetimi açısından zorunlu karşılık mekanizması hayata geçirildi. Bu üç unsur bilançolarımızı doğrudan etkiledi.” diye konuştu.
CDS’lerde iyileşme yaşandı
Bu politikalar sonucunda gelinen noktayı anlatan Çakar, rezerv, cari denge ve CDS’lerdeki iyileşme yaşandığını, Türkiye’nin Gri listeden çıktığını ve uluslararası derecelendirme kuruluşlarının ülke notunu artırdığını vurguladı.Çakar, bankacılık sektöründeki etkilerine ilişkin olarak: “Sektör olarak 30 trilyon liralık büyüklüğe ulaştık.” dedi.
Reel sektör büyütülmeli
Halkbank Genel Müdürü Arslan, OVP çerçevesinde selektif kredi anlayışının, yatırımı, üretimi, ihracatı, istihdamı ve cari açığın azaltılmasına katkı sağlayacak anlayışı ifade ettiğini belirtti. Türkiye’de bankacılık sektörünün son yıllarda gelişmiş olmasına rağmen, bir taraftan da ABD ve Avrupa’da faaliyet gösteren büyük bir bankanın aktif büyüklüğüne ulaşamadığını söyleyerek, “Finans sisteminin büyümesini reel sektörü büyüterek yapmak çok önemli aksi halde kaynaklar ve finans yönetimi belli bir kesimin elinde toplanıp yönetilir hale geliyor. Bu durumda da ülkemizin kaynaklarının istihdamı artırmaya hevesli yöne doğru kayma noktasında sıkıntılar olabiliyor.” dedi
Firmalar ve kredi sunumu
Seçici kredi anlayışının 2022 başından itibaren başlatılan çalışmanın sonucu olduğunu hatırlatan Arslan, almış oldukları tedbirlerle krediyi verirken ‘Bir müşterinin gerçekten o krediye ihtiyacı var mı yok mu?, Bu krediyi nerede kullanacak?, Katma değerli ürün çıkacak mı?’ gibi konulara bakıldığını aktardı.Arslan, son yıllarda önemli gelişmeler sağlanmış olsa da hala bankacılık sisteminde kredi limitlerinin genellikle bilançoları güçlü kredi kullanımına ihtiyaç duymayan firmalara da verilebildiğini vurguladı.
Enflasyona odaklanılan bir yıl
Vakıfbank Genel Müdürü Üstünsalih de 2024 yılını yurt içinde enflasyona odaklanılan bir yıl olarak niteledi. Üstünsalih, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) para politikaları ve selektif kredi büyümelerinin bu politikaya yön verdiğini ifade ederek, “2025 yılında faizlerin düşmeye başlayacağı ve selektif kredilerin devam edeceği bir yıl olacağını öngörüyoruz.” dedi. Gelecek yıl selektif kredilerin enflasyonist olmayan alan ve sektörlerde büyümeye devam edeceğini tahmin ettiklerini söyleyen Üstünsalih, Türk lirası kredilerde yüzde 20’leri aşan bir büyüme, yabancı para kredilerde de 2024 yılına göre sınırlı büyüme olacağını tahmin ettiklerinin altını çizdi.