Özellikle Haziran ayında altının gram ve çeyrek fiyatında önemli bir artışa şahit olduk. Altının gramı 1030 liranın üzerini test ederken çeyrek altın da 1680 liranın üzerinde kendine yer aradı.
Türkiye’de güvenli liman olarak görülen ve yatırımcılar tarafından önemli bir tasarruf metası olarak addedilen altının yastık altından çıkarılmasına yönelik adımlar atılsa da bu çok bir başarı sağlayamadı. Vatandaş yine elindeki altını muhafaza etmek ve fiziki olarak başucunda bulundurmayı tercih etti.
Merkez bankalarının adımları
Yurt içinde döviz kurunda ve Türk lirasında enflasyon başta olmak üzere düzenlemelerin etkili sonuç vermesi için belli bir ekonomik eşik ve konjonktürün aşılması gerektiğine dikkati çeken ekonomistler, bölgemize sirayet eden Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın da altın fiyatlarına tesir ettiği kanaatinde. Yüksek enflasyona karşı merkez bankalarının faiz artırmasıyla birlikte küresel çapta resesyon ihtimali ise endişe teşkil ediyor.
Fiyat artışları ateşledi
Ülke ekonomilerinin durgunluğa girebileceğini düşünen yatırımcıların son günlerde altına yatırım yapması gözlerden kaçmıyor. Salgının ülke ekonomilerini olumsuz etkilemesi sonrası pandemiyle mücadele için kısıtlamalara gidilmesi merkez bankalarının gevşek para politikası uygulayarak piyasaları fonlamasına yol açtı. Bu durum küresel çapta enflasyonun fitilini ateşlerken, ülke ekonomilerinde fiyat artışları rekor seviyeye ulaştı.
Merkez bankaları silahını çekti
Merkez bankaları yükselen enflasyona karşı faiz silahını çekti. Fed nisan ayında 22 yılın en sert faiz artışına gitti. Haziranda ise 75 baz puanlık tarihi bir artış kaydetti. Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yaz aylarında sıkılaşmaya gitmesi bekleniyor. Diğer merkez bankaları ise ECB ve Fed’i takip ederek faiz artırması yönünde politikaları mevcut