Faizsiz bankacılık olarak tanımlanan katılım bankacılığı son 25 yıllık dönemde finansal sektörün ve bankacılık sisteminin hızla büyüyen ve gelişen bir parçası haline geldi. Bu bankalar özellikle faiz hassasiyeti nedeniyle bankacılık sistemine dahil olmayan atıl fonların ekonomiye kazandırılmasında ve benzer nitelikli yabancı kaynakların ülkeye çekilmesinde alternatif bir yol olarak kabul ediliyor. Katılım bankalarının mevduat bankalarından işlevsel olarak çok önemli farklılıkları bulunmasa da ekonomideki tasarrufları toplamak ve yatırıma yönlendirmek görevini farklı modellerle yerine getiriyor. Kar ve zarara katılma esasına göre faaliyet gösteren katılım bankaları, toplumda ekonomik ve sosyal işlevi birlikte üstlenmiş durumdalar.
Özel finansal kurumsallaşma
Özel Finans Kurumları, Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde bir kararnamesi sonucu 1985 yılında kuruldular. Klasik bankacılıktan farklı olarak faizsiz bankacılık prensiplerine bağlı kalarak çalışmak üzere faaliyete geçtiler. Bu kurumlar ekonomik ve toplumsal bir ihtiyaçtan doğdu. Klasik bankacılık işlemlerini yaparlarken faiz yerine kar – zarar ortaklığını esas almaları nedeniyle, literatürde bu tür bankacılık modeline faizsiz bankacılık modeli denilmektedir. Faizle ilgili olmayan hemen hemen tüm bankacılık hizmetlerini farklı
usullerle yapan bu tür kuruluşlar, bir bakıma bankaların alternatifi, bir bakıma da bankaların yaptıkları faize dayanan kimi işleri yapamadıkları için onları tamamlayan ve finans sektörüne derinlik ve çeşitlilik kazandıran kuruluşlardır.
Finansal ürünler
Katılım bankaları fon kullandırma, fon toplama ve yatırım amacıyla müşterilerine çok sayıda ürünle hizmet sunar.
Murabaha (Finansal alım-satım) Teverruk (Vadeli alım-peşin satım) İstisna (Eser Sözleşmesi)
Finansal Kiralama (Leasing) Mudârebe (Sermaye-emek ortaklığı) Müşâraka (Kâr-zarar ortaklığı)
Karz-Hasen (Güzel borç, faizsiz ödünç) Fon Toplama Ürünleri ise Katılma Hesabı; Özel Cari Hesap Yatırım Ürünleri Tekâfül (Yatırım Sigortası) Yatırım Fonları Kira Sertifikası (Sukuk) bu ürünlerden.