Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamalarında konuştu. Oktay, “Türkiye’nin dört bir yanından tüm milletimizin ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sizlere selamlarını ve kutlama dileklerini iletiyorum.” dedi.
Kendi savaş gemimizi inşa ediyoruz
Kıbrıs Barış Harekatı’nın gerçekleştiği sırada, Türkiye’ye ihtiyacı olan askeri ürünlerin satılmadığı, her türlü zorluğun çıkarıldığı bir dönem olduğunu vurgulayan Oktay, bu ortak zaferin, Türkiye’ye uygulanan silah ambargolarına ve tüm zorluklara rağmen inançla elde edilmiş tarihi bir dönüm noktası olduğunun altını çizdi. Oktay, edinilen tecrübelerle Türkiye’nin, yerli ve milli savunma sanayinin ilk tohumlarını attığını TUSAŞ, ASELSAN ve HAVELSAN gibi gurur vesilesi kurumların kurulmaya başladığını vurguladı.
İlk 10 ülkeden biriyiz
Türk Deniz Kuvvetleri’nin 1974’te, sancak gemisi TCG ERTUĞRUL ile çıkartma plajına tarihi bir çıkartma gerçekleştirdiğini hatırlatan Oktay, deniz kuvvetlerinin bugün ay yıldızlı sularda yerli milli silah ve teçhizatla faaliyet gösterdiğini söyledi.Türkiye’nin halihazırda dünyada bir savaş gemisini milli olarak tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer aldığına dikkati çekti.
Oyunu bozan projeler
Oktay, “Milli denizaltı projemiz MİLDEN’in yanı sıra SİHA üretiminde sahip olduğumuz tecrübeyi insansız deniz araçlarına aktarıyoruz. Mavi vatanda egemenliğimizi perçinleyecek insansız denizaltılarımız, denizlerde de dengeleri değiştirecek, oyunları bozacak. KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ile yoğun şekilde ortak tatbikatlar düzenliyor, denizde de iş birliğimizi sürdürüyoruz.” dedi.
Sondaj gemisi filomuz güçleniyor
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 7. nesil Abdülhamid Han sondaj gemisinin, 12 bin 200 metreye kadar sondaj yapabilme yeteneğiyle mavi sularda etkin araştırma yürütülmesinde önemli role sahip olduğunu aktardı.”Yeni sondaj gemimizin önümüzdeki ay Akdeniz’de faaliyetlerine başlaması planlanmaktadır.” diyen Oktay, her türlü tahrik ve usulsüz girişimler karşısında, Doğu Akdeniz’deki hakların kararlı bir şekilde savunulduğunu belirtti.