Türkiye-ABD diplomatik ilişkilerini nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye ve ABD ilişkileri son on yıl içerisinde gerek liderler gerekse kurumlar arasında belli konularda tıkanmalar yaşansa da diplomatik çaba hiç bitmedi. Hatta, son aylarda Rusya-Ukrayna savaşı boyunca Türkiye’nin pozisyonu Washington’da ve ABD kamuoyunda takdirle karşılanırken, NATO müttefikliğinin önemi bir kez daha anlaşılmış oldu.
Ticari ilişkilerin boyutuna dair neler söylersiniz?
2010’da 16 milyar dolarlık rakamın, 2022’de 28 milyar dolara yükseldiğini görmekteyiz. Bu rakam, her ne kadar 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve dönemin ABD Başkanı Trump’ın hedeflediği 100 milyar dolarlık ticaret hacminin uzağında olsa da, ABD-Çin, ve ABD-Rusya krizleri sonrası ulaşılabilmesinin daha da kolaylaştığını düşünüyorum. Hedeflenen rakamın, yıllarca 16-21 milyar dolar bandında sıkışmış ticaret hacmi için bir vizyon öneri olarak görüyorum. Bu vizyon bizim gibi ABD’deki iş insanları ve MÜSİAD gibi kurumlar için imkana dönüşmekte.
MÜSİAD olarak siz bu süreçte rolünüzü nasıl tanımlarsınız?
ABD Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Marisa Lago, Stratejik Mekanizma’nın ekonomik ve ticari boyutundaki iş birliğini geliştirmek üzere 5-6 Nisan’da Ankara’daydı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ise 19-22 Nisan’da düzenlenen “G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı” ile IMF-Dünya Bankası bahar toplantılarına katılmak üzere Washington’da. MÜSİAD da, bu vizyon doğrultusunda bir genişleme yaparak ABD’de daha aktif rol oynamaya hazırlanmaktadır.
Türkiye’nin küresel piyasaya entegrasyonu yönünde etkinlik ve söylemlerinizi açar mısınız?
İki ülke arasındaki diplomatik girişimler elbette ki belirleyici bir rol oynamakta, fakat ben ticaretin en büyük sırrının sahada olmakta saklı olduğuna inanan bir iş adamı olarak ABD’deki Türk kökenli iş insanlarının tecrübelerinin sadece iki ülke arasındaki ticaret hacmine katkı sağlamakla kalmadığını aynı zamanda siyasetin kitlendiği bir çok ilişkiyi de açabileceğini düşünmekteyim. Bu bağlamda, ABD piyasasına entegre olmuş iş insanları en az diplomatlar kadar sorunların çözümünde rol oynamaktadır.
Batı pazarlarındaki fırsatlara dair neler eklersiniz?
ABD’nin evrensel insani prensiplere dayalı kurucu değerleri, ben ve benim gibi iş insanlarının bu ülkedeki ticari gayretime ışık tutarken, Türkiye’den aldığımız ham maddeleri işleyerek ABD zincir marketlere sunuyor ve Türkiye’de olduğu gibi burada da Amerikalılara iş imkanı oluşturuyoruz. Bu da uluslararası ticaret yapan insanların kamu diplomasisine sağladığı ciddi bir katkı olarak okunabilir.