Ülkemizde konut satışları rekor kırmaya devam ediyor. Eylül ayı itibarıyla Türkiye konut piyasasında hareketlilik yeniden ivme kazanmış durumda. 2024 yılının eylül dönemine kıyasla satışlar yüzde 6,9 artarak 150 bin 657 adede ulaştı. Yılın ilk dokuz ayında toplamda 1 milyon 128 bin 727 konut el değiştirdi. Bu da geçen yıla göre yüzde 19,2’lik oldukça güçlü bir artış anlamına geliyor. Krediyle, yani ipotekli konut satışlarında da ciddi bir toparlanma bulunuyor.
Eylül tablosu geleceğe ışık tuttu
Bu yılın eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 34,4 artış kaydedildi. Toplam 21 bin 266 konut krediyle satıldı. Bu satışlar toplam pazarın yaklaşık yüzde 14’üne denk geliyor. Bu da Türkiye’de konutun sadece bir barınma aracı değil, aynı zamanda bir yatırım aracı olarak görülmeye devam ettiğini kanıtlar nitelikte.Peki konutta bu talep artışına neler sebep oluyor?
Alım için kapı aralandı
Konut talebinin iki temel sebebe dayandığını söyleyebiliriz. Mevduattan çıkanların gayrimenkule yönelmesiyle konut talebinin hâlâ canlı . Faizlerin düşmeye devam etmesi genel bir öngörü durumunda, faiz gelirinin cazibesi azalınca yine reel varlıklara dönüş oluyor. Eğer finansman kanalları biraz daha açılırsa, bu yıl sonu itibarı ile satışların 1,5 milyon adet seviyesini zorlaması mümkün görünüyor.
Vatandaş neye bakıyor?
Olası faiz düşüşü durumunda konut kredilerinde ivme artacak. 2026’nın hemen başında faiz düşüşü bekleyenler var. Böyle durumda yeni rekorlar beklenebilir. Ekonomik Bakış’a değerlendirmede bulunan sektör temsilcileri “Kredi ödemeleri daha az olacağı için krediyle ev satışları 2026 yılı başında rekora ulaşacak. Sonuçta, Türkiye’de gayrimenkul hâlâ güvenli liman olarak kalmaya devam ediyor. Vatandaş kredilerin gevşemesini bekliyor” yorumunda bulundu.
Güvenli ve garantili arayış sürdü
Konut alım sürecinde özellikle büyük şehirlerde sıfır konuta olan ilgi devam ediyor. Yeni binaların güvenlikli olduğuna kanaat getiren küçük yatırımcılar da ev ve arsa alımlarını bu dönemde yapıyorlar. Kredilerin gevşemesi bunu daha da tetikleyebilecek. Son dönemde altında yaşanan yükseliş sınırlı da olsa vatandaşların elinin yastık altına gitmesine neden oldu. Konut satışlarında mevduatların yüksekliğine paralel eldeki paranın değerlendirilmesine yol açarken bu alanda konut güvenli bir yatırım aracı olarak konumlandı.
2026 daha hareketli geçecek
Türk halkının konutla sıkı bir bağı var. Altın ve mevduat gibi elinde konut tapusu bulundurmayı seven toplumumuz önemli garantili araç olarak konut yatırımını esas alıyor. 2025 yılına kıyaslandığında 2026 yılının da konut açısından hareketli geçmesi bekleniyor. Faiz oranları yüksek olsa da krediyle de olsa konut alımı devam edecek görünüyor. Son dönem satışları da bunun bariz örneği.
2026 yılında Türkiye’deki gayrimenkul piyasası beklentilerini belirleyen en önemli faktörlerden biri, hem iç hem de dış talepteki artış. Bir yandan, nüfus artışı ve yüksek yaşam kalitesi sunan modern konut projelerine yönelim nedeniyle, yerel halk İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde yeni daireler aramaya devam edecek.
Fiyat istikrarlı mı gidecek?
Ekonomik Bakış’a değerlendirmede bulunan emlak piyasası uzmanlarının ortak kanaati ise şu şekilde: “Türkiye’deki gayrimenkul fiyatları 2026 yılına kadar yükselmeye devam edecek ama önceki yıllara kıyasla daha istikrarlı bir hızda olacak. 2021 ve 2024 yılları arasında piyasada yaşanan büyük fiyat artışlarının ardından, hükümetin satış ve satın alma işlemlerini düzenlemek ve inşaat izinlerini vermek için müdahaleleri sonucunda piyasanın daha dengeli hale gelmesi bekleniyor. Bu, 2026 yılının yatırım getirilerinde istikrar arayan yatırımcılar için altın bir fırsat olacağı anlamına geliyor. Fiyatlar talep tarafından yönlendirilen yukarı yönlü bir eğilimde kalacak, ancak keskin dalgalanmalar olmadan, bu da piyasayı bireyler ve büyük yatırımcılar için daha cazip hale getirecek”
Enflasyona karşı koruma amacı
Ülkemizde gayrimenkul, özellikle dalgalı küresel ekonomik koşullar altında güvenli bir yatırım seçeneği olarak kabul ediliyor. 2026 yılına gelindiğinde, yatırımcıların Türk gayrimenkul piyasasını enflasyona ve döviz piyasalarındaki değişimlere karşı bir korunma aracı olarak görmeleri beklenmekte. Gayrimenkul, diğer yatırımların aksine, değerini korur ve zamanla fiyat artışları veya kiralama yoluyla sabit getiriler sağlıyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’deki gayrimenkul yatırımı, sermayesini korumak ve nispeten istikrarlı bir ekonomik ortamda büyütmek isteyenler için cazip bir seçenek.









