İklim krizi, doğal kaynakların tükenmesi ve toplumsal eşitsizlik gibi küresel sorunların giderek görünür hale gelmesi, tüketicilerin satın alma davranışlarını ve marka tercihlerini köklü biçimde değiştiriyor. Şirketler için artık sadece kaliteli ürün sunmak yeterli değil. Tüketiciler, markaların dünyaya karşı sorumluluklarını nasıl yerine getirdiğine de dikkat ediyor.Özellikle genç kuşaklar, sürdürülebilirlik yaklaşımını samimi ve tutarlı şekilde yansıtan markalara daha çok bağlanıyor.Bugünün bilinçli tüketicisi, satın aldığı ürünün çevresel etkisini, markanın sosyal sorumluluk anlayışını ve iş süreçlerinin şeffaflığını sorguluyor
Gerçekçi yaklaşımlar gerekiyor
Tüketici beklentilerinin dönüştüğü bu süreçte, markaların itibarının sürdürülebilirlik performansına göre şekillendiğine vurgu yapan İnomist iletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi,” Bugün tüketicilerin çoğunluğu, alışveriş yaptığı markaların yalnızca ne sattığıyla ilgilenmiyor. Şirketlerin nasıl ürettiğine, topluma ve çevreye ne kattığına, küresel krizler karşısında nasıl sorumluluk aldığına da dikkat ediyor.” dedi. Sürdürülebilirlik anlatısının yüzeysel veya abartılı sunulması tam tersi bir etki de yapabiliyorr. Gerçeklikten uzak söylemler, tüketici nezdinde güven kaybı ve markaya yönelik algının zedelenmesine neden olabiliyor.