Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “1974’ten bu yana adada konuşlu bulunan Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı, her iki taraf için de barış ve güvenliğin teminatıdır.” dedi.1974’ten bu yana Kıbrıs adasında konuşlu Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığının gerek Türkler gerekse Rumlar için barış ve güvenliğin teminatı olduğunu belirterek, “Türkiye’nin adadaki askeri varlığını farklı bir şekilde tanımlamak, bu konuda provokatif söylemler dile getirmek, Rum tarafına hiçbir fayda sağlamayacaktır. Yarım asırdır adada kan ve gözyaşı yoksa bu, Türk Barış Kuvvetlerinin oradaki varlığı sayesindedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Omuz omuza mücadele
Güler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) düzenlediği “Kıbrıs Barış Harekatı”nın 50. yılına yönelik yaptığı açıklamada, “Kıbrıs Türkü kardeşlerimizle omuz omuza gerçekleştirdiğimiz ve birlikte şehitler verdiğimiz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı, şanlı tarihimizde ayrı ve önemli bir yer tutmaktadır.” ifadesini kullandı.
Harekatla soydaşların yıllarca uğradıkları haksızlık ve zulümlerin sona erdirilerek, haklı taleplerinin karşılık bulmasının sağlandığını, hem Türkler hem de Rumlar için adaya barış, huzur ve güvenlik getirildiğini belirten Güler, harekatın, TSK’nın müşterek unsurlarının, Cumhuriyet tarihindeki en kapsamlı harekatı olması ve büyük bir başarıyla icra edilmesi bakımından müstesna bir yere sahip olduğunu vurguladı.
Garantör ülke konumundayız
Bakan Güler, şunları kaydetti:”Garantör ülke sıfatıyla uluslararası hukuktan doğan haklarımız çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz ve iki aşamada icra edilen bu harekatta Türk askerinin yetenekleri, emsalsiz kahramanlığı ve fedakarlığı, bir kez daha tarihe altın harflerle yazılmıştır. 1974’ten bu yana adada konuşlu bulunan Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı, her iki taraf için de barış ve güvenliğin teminatıdır. Türkiye’nin adadaki askeri varlığını farklı bir şekilde tanımlamak, bu konuda provokatif söylemler dile getirmek, Rum tarafına hiçbir fayda sağlamayacaktır.”
Uluslararası toplum
bu durumu tanımalı
Güler, artık adada tek ve kesin çözümün, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:”Sayın Cumhurbaşkanımız da her platformda uluslararası topluma bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması yönünde çağrı yapmaktadır. Bu çağrının özünde, Kıbrıs meselesindeki düğümün, kalıcı ve adil bir şekilde çözülmesi düşüncesi yer almaktadır. İki devletli çözüm dışında bir çözüm yoktur ve bu konuda artık herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Gerçek şudur ki adada bugün iki ayrı halk ve iki ayrı devlet bulunmaktadır.”